Alçı, tarihte kullanılan en eski yapı malzemelerindendir. M.Ö. 6800-5700 tarihlerinde dünyadaki en eski alçı kalıntıları Çatalhöyük’te yani Türkiye’de bulunmuştur. Daha sonra Sümer, Asur, Selçuklu ve Osmanlı bu coğrafya dışında Aztek, Mısır, Yunan ve Roma uygarlıklarında önemli bir yapı malzemesi olarak alçı kullanılmıştır. Osmanlı dönemindebazı hamam tavanları, içerdeki yoğun nemi dengelemek için alçı ile kaplanmıştır.
Alçının yüzeye uygulanması genellikle klasik sıva yöntemiyle yapılmaktadır. Çok büyük yüzeylerde alçı sıva makineleri de kullanılmaktadır. Alçı ile kaplanan duvar ve tavan yüzeyleri beyaz renginden dolayı daha inşaat aşamasında bitmiş hissi uyandırır ve temiz bir görüntü sergiler. Çabuk kuruyup boyaya hazır hale gelen sıva alçıları sayesinde yapım hızı artar ve yapılar hızla bitirilir. Düşük yoğunluğu sebebiyle alçı kullanılan inşaatların yükü hafifler, deprem kuşağında olan ülkemiz için bu konu çok önemlidir. Alçı nefes alır; ortam aşırı nemliyken nemi bünyesine çeker hava kuruduğunda ise bünyesindeki nemi geri verir. Kısacası alçı yaşanılan ortamların nem dengesini sağlayarak sağlıklı bir ortam oluşturur. Alçı sıva, geleneksel sıvalara göre birkaç kat fazla yalıtım yaptığından yakıt tasarrufu sağlar. Gözenekli yapısı sayesinde sesi emer ve sesin yansımasını diğer sıvalara göre daha fazla engelleyerek gürültüyü azaltır. Alçı sıva yangın çıkması durumunda insan yaşamını kurtarmaya yetecek zamanı sağlar. Alçının içinde bulunan su 80 – 100 °C sıcaklıkta açığa çıkarak yangının yayılmasını geciktirir.
Bu modülle kazandırılacak yeterliği edindiğinizde; kişi başına alçı tüketimi gün be gün artan (AB Ülkeleri arasında Türkiye 2. sıradadır) ülkemizde tarihten gelen bir yapı malzemesini farklı yüzeylere yatay ve düşey doğrultuda uygulanmasını öğrenmiş
olacaksınız.
|